Turizm

Ulus ilçemizdeki tarihi ve turistik mekanları öğrenin turizm hakkında bilgiler alın...

Şahika Belgesel Programında  İlçemizde Ulukaya ve Uluyayla işlenmiştir.

  • İzlemek için resme tıklayınız.
  • Foto Galeri için tıklayın

Ulukaya Şelalesi

Ulukaya şelalesi “aşk acısını dindiren şelale” olarak da tanıtılıyor broşürlerde. Söylenceye göre Aşk Tanrısı Eros, eşinin kendisini artık sevmemesi nedeniyle intihar eden Selamnos’un bedenini kutsayarak bir şelaleye dönüştürür. Bir daha sevgililerin acı çekmesini istemeyen Eros, böylece şelale suyuyla bedenlerini ıslatanların ya da bu suyu içenlerin aşk acılarından arınmalarını sağlar. 

Aşk acısını dindirir mi bilemeyiz ama görenleri büyüleyen bir güzelliğe sahip olduğunu söyleyebiliriz Ulukaya Şelalesi’nin. Bartın ili Ulus ilçesine 17 kilometre uzaklıktaki şelale, Ulukaya köyü yakınlarındaki Ulus Çayı üzerinde. Şelale 20 metrelik bir yükseklikten düşüyor, bir kilometre uzunluğundaki kanyonun içinde yaratıyor doğal güzelliğini. Kanyonun orta yerinde on metre genişliğindeki bir kaya oyuğundan yeryüzüne çıkıp, şırıltılar içinde akan dere yatağına düşüyor. Yaz aylarının en sıcak günlerinde suyu biraz azalsa da, hiçbir zaman kurumuyor. Şelale suyunun bir kısmını içmek amacıyla borularla köylerine getiren Ulukayalılar, aynı zamanda kanyondaki başka bir kaynağı da kullanıyor su gereksinimleri için. Kastamonu-Pınarbaşı’daki Valla Kanyonu ve Ilıca Şelalesi yolu üzerindeki Ulukaya Şelalesi’ne, Bartın’dan veya Karabük’ün Safranbolu ilçesinden ulaşmak mümkün.

(Kaynakça: http://www.atlasturkey.com.tr)

Ulus ilçesine 17 km. uzaklıkta olup Ulus Çayı üzerindedir. Ulukaya Köyü sınırları içerisinde bulunan şelale tamamen kayalar içerisinden doğmakta ve 20 m. yükseklikten düşmektedir. Kanyon içerisinde ilerleyerek bir gölet meydana getiren Uluçay, yaklaşık 16 km uzunluğundadır. Şelalenin rakımı 380 metredir. Ulus çayında, 30–40 m genişliğinde bir gölet meydana getiren suyun debisi 200–250 lt/sn’dir.

Ulukaya Şelalesi ve Kanyonu; çevresindeki panoramik güzelliğiyle yoğun ziyaretçi çekmektedir. Kanyonun uzunluğu yaklaşık 1.5 km olup, yüksekliği 300 m’dir.

(Kaynakça: http://turizmbolgesi.com)

Ulus İlçe Merkezine 17 km. uzaklıkda olan Ulukaya köyü Ulukaya Kanyonu ve kanyonun içindeki eşsiz şelalesi ile görenleri etkisi altında bırakan güzelliği ile turizm potansiyeli yüksek bir yerdir.

(Kaynakça: tr.wikipedia.com)

Şelale 10 M. genişliğinde bir kaya oyuğu içinden çıkan suyun, 20 M. yükseklikten düşmesiyle oluşmaktadır. Ulus çayına dökülen ve 30-40 M. genişliğinde bir gölet oluşturan suyun debisi 200-250 lt/sn'dir. Kanyonun uzunluğu yaklaşık 1 Km, yüksekliği 35 M.'dir.

Şelale bir konyonun içinden çıkar, bu kanyon yaklaşık olarak 1 km uzunluğundadır.Kanyonda yarım tünel şeklinde Drahna ile ulaşımı sağlamak için 1962 yıllarında yabancılar tarafından yol açılmıştır.Bu yolun yapımında kayaları parçalamak için dinamit kullanılmıştır.

Yolun yapımı sırasında parçalanan kayalar çayı doldurmuş ve kış ayında yaşanan sel ile bazı büyük taşlar köyün içine kadar gelmiştir. Şu anda halen bu taşlar köyün içindedir.Bu kayalar balıklarada zarar vermiştir. Birçok balık o yıllarda zarar görmüş ve yok olmuştur. 

Günümüzde balık açısından Alabalık, tatlı su balığı, yengeç, kayabalığı, su yılanları gibi canlılar çayda yaşayabilmektedir.Şelalenin Ulukaya Köyü sınırları içinde bulunması nedeniyle adı Ulukaya Şelalesi veya çağlayanı olarak anılmaktadır. Şelaleden akan suyun bir kısmı Ulus ilçesine kadar döşenen bir boru hattı ile taşınmaktadır.

Heryıl yerli ve yabancı turistler şelaleyi görmek için bu köye gelmektedirler.

Ulukaya Kanyonu ve Şelalesi; çevresindeki panoramik güzelliğiyle yoğun ziyaretçi çekmektedir.

(Kaynakça: http://www.sabah.com.tr)

KÜRE DAĞLARI

Küre Dağları, dünyanın ve Türkiye’nin “ölmeden önce görülmesi gereken yerler” listesinde yer alıyor. Karadeniz’de Bartın ve Kastamonu il sınırları içinde yer alan Küre Dağları Milli Parkı, 2000 yılında milli park ilan edilerek Türkiye’nin 41 milli parkından biri olmuştur. KDMP, park ve tampon bölgesiyle toplamda 132.000 hektarlık bir alana sahiptir. Ormanlık alanı, karstik yapısı, mağara ve kanyonlarıyla bir doğa harikası olan Küre Dağları aynı zamanda ekoturizm açısında önemli bir potansiyele sahip. Kültürel değerleri, özgün mimari yapısını koruyan köy evleri, renkli kıyafetleri, el sanatları ve yöresel yemeklerini dünyaya tanıtan yöre halkı, bölgede doğayla dost turizmin gelişmesine katkıda bulunuyor. 

WWF’in 9’u Türkiye’de bulunan 100 orman sıcak noktasından biridir. Küre Dağları Milli Parkı, barındırdığı 157 endemik bitki türü ve bunlar içinde nesli tehlike altında olan 59 bitki taksonu ile WWF’in dünyada doğa koruma açısından belirlediği 200 ekolojik bölge arasında yer alıyor.

İşte tüm bu kriterleri bağrında taşıyan Küre Dağları Milli Parkı, Türkiye’nin özgün coğrafi alanlarından biridir. Kastamonu ili Azdavay, Cide, Pınarbaşı, Şenpazar ilçeleri ile Bartın ili Kurucaşile ve Ulus ilçeleri sınırları içerisinde bulunan milli park, endemik bitkileri, yaban hayatı, özgün mikro kliması, jeomorfolojik oluşumları, derin vadi ve kanyonları, coşkun akarsuları, şelaleleri ve otantik değerleriyle oldukça bakir bir alan. Yöre ayrıca, tropik bölgeler dışında dünyanın ender coğrafyalarında rastlanan biyolojik çeşitliliğiyle bir açık hava müzesi konumunda. Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından yeryüzünün acil olarak korunması gereken 100, Türkiye’nin ise 9 sıcak noktasından biri seçilen park, 37 bin hektarlık bir alanı kapsıyor.

Küre Dağları’nda yaşayan 637 bitki türünden 33’ünün, 132 memeliden 40’ının endemik olduğu ve 129 kuş türünün bulunduğu düşünülürse, bölgenin yabanıl hayatının ne kadar zengin olduğu daha iyi anlaşılabilir. 

For more information in English, visit http://cultureroutesinturkey.com/c/kure-mountains-trail/

- See more at: http://ersindemirel.blogspot.com.tr/2011/01/kure-daglari-milli-parki.html#sthash.6mlRLybd.dpuf

(Kaynakça: http://ersindemirel.blogspot.com.tr/)

Karadeniz Bölgesinin batı bölümünde, Bartın ve Kastamonu illeri sınırları içinde ve Küre Dağları üzerinde yer almaktadır.

Milli Park, "Tampon Zon" ile birlikte toplam 114.787 ha. alanı kapsamakta olup, 34.000 ha.lık bölümü yerleşim ve kullanıma açılmamış bakir alanlardır. 1200 yaşındaki doğal, yaşlı ve bakir ormanlar; biyolojik çeşitlilik; uluslararası öneme sahip karstik alan; değişik çağlara ait kültür mirası ve rekreasyon potansiyeli; Milli parkın ayrılma kriterlerini oluşturmuştur.

Küre Dağları Milli Parkı; Batı Karadeniz Karst kuşağı içerisinde oluşan özellikle kanyonlar, boğazlar, mağaralar ve düdenler gibi görülmeğe değer öğeleri yanında; Botanik, Foto Safari ve Ornitoloji (Kuş gözlemciliği) açısından da zengin çeşitlilik sunmaktadır.

(Kaynakça: http://www.karadenizgezi.net)

Bölge içerisinde Küre Dağ Evi nde kalabilirsiniz. Detaylı bilgi için tıklayın

ULUYAYLA

Hemen her doğa sever için bir “düş” tür kendisini yaylada görmek.
Belki gerçek keyiftir bir ressam için yaylayı tuvale taşımak.Yada,
Vazgeçilmez bir tutkudur Endurocu için yaylada gazlamak. 

Neredeyse yaşayan her yurttaşın bir birlerini isimleriyle tanıyabileceği kadar küçük olan ilimizin,sanırım en iddaalı doğa turizm merkezi olan “Uluyayla”,her yıl Mayıs-Haziran aylarında doğa yürüyüşü,çilek festivali,şenlikler vs..gibi çok çeşitli aktivitelere adını yazdıran bir zirve olarak nam yapmıştır yurdumuzda.. 

Güneşli bir 05.Mayıs.2007 günü hedefimiz,il merkezinin yaklaşık 70 km güney doğusunda bulunan dağların eğimli yamaçlarına kendisini olanca heybetiyle sermiş olan ”ULUYAYLA” oldu.

ULUYAYLA’ya ulaşabilmeniz için,öncelikle motorunuzu Bartın ili ULUS ilçesine yönlendirmeniz yeterli.Ardından karşılaşacağınız her hangi bir yurttaş yada tabelanın yardımıyla,kendinizi Uluyayla’nın zirvesine kadar götürecek olan ,Ulus ilçe merkezinden yaklaşık 25 km tırmanacağınız patika yolun muhteşem çevre güzelliğinde buluveriyorsunuz

(Kaynakça: http://www.enduroclub.org/),

Keşfedilmeyi bekleyen cennet: Uluyayla

Bartın'ın Ulus ilçesindeki doğa harikası Uluyayla, çevresini saran ağaçlar, çiçekleri, pınarları, mağarası ve yaban hayvanlarıyla ilgi çekiyor.

Doğayla iç içe yaşamayı sevenler ve macera tutkunlarının özellikle bahar ve yaz aylarında kısa süreli konaklama amacıyla gittikleri yaylaların tanıtımına yönelik çalışmalar yapılıyor.

Ulus ilçesine bağlı Akçakese köyündeki 280 hektarlık 7 kilometre uzunluğundaki Uluyayla, ortasında yer alan göleti, içinden yer altı nehirlerinin geçtiği mağarası ve çeşitli sporlara elverişli yamaçlarıyla görenleri adeta büyülüyor.

Karaca ve geyik gibi çok sayıda yaban hayvanının da bir arada görülebileceği milli park görünümündeki Uluyayla, çevresindeki ormanlarıyla doğa yürüyüşleri için de eşsiz bölgeler arasında gösteriliyor.

Karabük'ün tarihi konaklarıyla ünlü Safranbolu ilçesine 50 kilometre mesafede olmasından dolayı ilçeye gelen turistlerin de ilgisi çeken Uluyayla'nın turizm potansiyelinin artırılmasına yönelik tanıtım faaliyetleri yapılıyor.

(Kaynakça: http://www.sabah.com.tr)

18. Yüzyıl Osmanlı Coğrafya Yazarı Uluslu İbrahim Hamdi Efendi'nin 1729'da Hacet Emini Mağarası hakkında yazdığı yazı 

Bir anlaşılmaz olan da o (Uluyayla) yaylada bulunan Hacet Emini (Şifa Bulunan Yer) dedikleri mağaradır. 

Yayladan Ulus Kazası yönüne gidilirken, dağın üst yamacına yakın yol güzergahının kıble (güneydoğu) tarafında, üstünde bir türbe (Haceti Türbesi) varmış. Ancak çok zor ve güç olduğu için çıkılmaz (Günümüzde kaçak kazı yapanlar yukarıda kalan türbeyi talan etmişler.) 

Bu mağaranın içine girilince bir tarafında soyunup giyinebilecek kadar yanları kapalı şekilde taşlardan örülerek bağımsız bir oda yapılmış. Ortasında bir ağaç tekne durur. 

Aslında bir damla su yokken, içeriye giren Besmele veya Kuran-ı Kerim'den bir dua okumasıyla ya da hu çekmeyle birlikte tavanın ortasında damla damla su kabarcıkları ışıldayarak yarım masura (Osmanlı sıvı ölçüsü, bir masura 4,5 lt./dak. günde 6,48 metreküp) kadar lezzetli, hazmı kolay Kevser Suyu gibi (Cennet Havuzu suyu) akmaya başlar. 

Herkes getirdiği kab-kaçaklarını o tekneye biriken sudan doldurur. Zikir dualarına ara verip kestiklerinde cemaat üyeleri birer köşeye çekilip kaynağından gelen su ile abdest alır, temizlenir veya şifa için içerler. İbrik ve diğer kablarına doldurdukları suları giderken köylerine götürürler. Mübarek saydıkları için bu sudan herkes içer. 

Vücudunda uyuz, gicük, sızı vesair hastalıklar olanlar Allah'ın izniyle şifa bulur. 

Mağaraya girmiş olanlar hiç ses çıkartmadan durursalar hiçbir damla su görünmez. Zikir ederek dua okumaya başlayınca su tekrar akmaya başlar. Ara verip susunca su da kesilir. Bunun sırrı nedir, belli değildir. 
Hıdrellez günlerinde çevreden bir çok hastalıklı kişi gelip buradan sıhhat bulup geri dönerler.

(Kaynakça: ULUSLU İBRAHİM HAMDİ EFENDİ ve Bilinmeyen Yönleriyle Tarihsel Coğrafyamız adlı Kitap) Yazarı: ZAFER ÇELEBİ

http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0brahim_Hamdi_Efendi

Belediye Yazılımı: Medya İnternet™ - Belediye Sitesi Kulga © Tüm Hakları Saklıdır.